hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Prof. Dr. Murat Ferman Prof. Dr. Murat Ferman

    Enflasyon’dan; Stagflasyon’a giden yol..

    06.08.2022 Cumartesi | 12:18Son Güncelleme:

    Bir ekonomide Enflasyon, bir kere yerleşik hale (esansiyal tansiyon misali ) gelir; bünyede yer ederse, daha ileri sıkıntılı açılım ve gelişmeler doğal olarak gündeme alınır. Nitekim, Stagflasyon – Resesyon – Slumpflasyon – Depresyon – Deflasyon dizgesinde gittikçe bozulan tablolar ile karşılaşmak işten bile değildir. Bugünlerde sıklıkla gündeme getirilen “resesyon” olmak ile birlikte, ilk aşamada yer alan trend açılımını ( Slumpflasyon ) ıskalamamaya; sistematik akışı sakatlamamaya özen gösterilmelidir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Temmuz ayı enflasyon rakamları; manşet ve bir kısım alt kırılımlar ( çekirdekte katılık; üretici-tüketici makasındaki açıklık; ondört aylık kesintisiz yükseliş; mevsim etkisinin çalışmaması; son yirmi yılın en yüksek kira yükselişi, vb. ) temelinde, “yüksek enflasyonun yakın vade için kalıcılığını” konfirme etmiştir.

    Öte yandan, TCMB Başkanı’nın kredi genişlemesine yaptığı vurgu ile Hazine ve Maliye Bakanı’nın, “büyümeye verilen öncelik” ifadesi, enflasyonla mücadelede somut gelişme (düşüş!) takvimini daha uzak vadeye ötelendiği anlaşılmakta; yılın üçüncü Enflasyon Raporu’nda yukarı yönlü güncellenen tahminler dahi “aritmetik radar ufku” dışında kalmaktadır. İşte bu bağlamda, Stagflasyon ihtimalini sorgulamanın şimdi tam zamanıdır!

    IMF’ nin son Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nda, küresel büyüme rakamlarının aşağı yönlü; dünya enflasyon manşetlerinin yukarı yönlü revize edildiğini hatırlatarak başlayalım. Amerika’ nın teknik olarak resesyon yaşadığı, Avrupa’ nın ise sert yavaşlama seyrine geçtiği bir platformda, diğerlerine göre “pozitif ayrışan” Türkiye için ortaya konulan büyüme öngörüleri, % 3.5 düzeyinin altındadır. Bir başparmak kuralının; %5’ in altındaki her manşetin, “büyüme iştahımız ve başta istihdam yaratma ve refah arttırma olmak üzere ortak beklentilerimizi karşılama” bakımından yetersiz kalacağına işaret ettiğini hatırlatalım.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İlaveten, büyümenin öncü göstergeleri arasında öne çıkan İSO-PMI ( Satınalma Yöneticileri Endeksi ) verileri, üst üste beşinci aydır 50 eşiğinin altında kalmaya (Temmuz için 46.9) devam ediyor; izleme altındaki on sanayi sektörünün tamamında üretim azalması; dokuz adedinde ise sipariş düşüşü görülüyor. İmalattaki beş aylık daralmaya ilaveten, sektörlerin çoğunda istihdam azalışı yaşanıldığı; tedarik faaliyetlerinde ise genele yaygın bir yavaşlamaya girildiği; tüm firmaların girdi stoklarını azalttığı anlaşılıyor. Tüm bu okumaların; yılın üçüncü çeyreğinde büyümede ilk çeyreğe oranla yarı yarıya düşüşe delil sayılabileceğini not etmeliyiz.

    Bir iç tüketim kaynaklı büyüme kulvarı olarak “dayanıklı tüketim ürünleri” de bu noktada hesaba katılabilir: Yaşamsal Olmayan İhtiyaçlar kategorisinde yer alan dayanıklı tüketim ürünlerine yöneliş; doğrudan ekonomik gücün düzeyine ve harcama için gerekli güvenin varlığına bağlıdır.

    O nedenle, bu kulvardaki zayıflama emareleri, ekonomik durgunluk/küçülme’ nin ilk işaretleri sayılabilir. Son bir ay zarfında her on kişiden altısı, dayanıklı tüketim ürünü almamış; tüm ürün kategorilerinde satınalmayı düşünenlerin oranı %10’ un altında kalmış; son bir yılda ise toplumun yarısı dayanıklı tüketim ürünü almaktan uzak durmuştur. ( Ipsos Anti Kriz Monitörü Araştırması ) Buradan, büyüme heves ve iklimine uzak düşen bir tüketici tercih/satınalma profilinin yükselişe geçtiğinin kuvvetli delilleri elde edilebilir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İhracatın İthalatı Karşılama Oranı’nın % 75’in altına gerilediği; İthalat’ ın % 82’sinin aramal’ lardan ibaret olduğu; turizm geliri’ nin, dış ticaret açığı’ nın  üçte birinden azını ancak karşıladığı bir seyirde, Büyüme manşet ve düzeyinin aşağı yönlü baskı altında olduğu açıktır. Üstelik, her ne kadar, enflasyon arındırılması işleminden geçmiş olsa da, enflasyonist ortamdaki her Büyüme; mahiyeti itibarı ile “kalitesi düşük- ufku dar“ bir kalıpta kalmaya mahkumdur.

    Enflasyon Muhasebesi gibi usul ve tekniklerin uygulanması dahi bu zafiyetin tamamen bertaraf edilmesini sağlayamaz. Bu bakımdan, yüksek enflasyonunun yerleşik varlığı bile, tek başına Stagflasyon yolculuğunu başlatmaya; fitilini çoktan yakmaya yeterli olmaktadır. Ancak, bu menzilin, hangi süre ve vadede, bir sonraki Resesyon aşamasına ulaşıp/ulaşmayacağı konusunda daha bekleyip; görmek durumunda olunduğu her halde teslim edilmelidir.