Son dört yıldır, genel-geçer ifadelerle geçiştirilmiş ve internet üzerinden paylaşım suretiyle yerine getirilen rutin kırılarak; yeni atanmış Başkanın kamuya ulaşma platformuna ilk temel taşı konulmuş oldu. Keza, soru-cevap kısmının uzman-basın ayrımıyla daha sistemli hale sokulması ve soruların topluca alınarak, cevaplamada kaçamak alanının genişletilmesi uygulamasına son verilmesi gibi şekilsel düzenlemeler, en azından iletişim konusundaki hassasiyet ve ilerlemeye işaret kabul edilmelidir.
Gene, sıklıkla tekrarlanan “şeffaflık/öngörülebilirlik/hesap verilebilirlik” üçlemesi, modern yönetişim yaklaşımının bu temel değerleri; umulur ki, uygulanmaya/sınanmaya hazır bir duruşun güvenilir habercileri; TCMB icraatının ana payandaları olmayı sürdürsünler. Başkanın kendi deyimiyle; “büyük sınav” olan 2021 senesinden alın akıyla çıkmak için “sözün gereğini yapmak” herhalde asgari şartı teşkil edecektir.
Sunulan yol haritasında; para politika araçlarında temel unsurun; haftalık repo olarak kabulü vurgulanarak, geç likidite penceresi ve koridor yaklaşımı gibi; ”görünürde esneklik sağlayan ve fakat öngörülebilirliği örseleyen “ uygulamalara rağbet edilmeyeceği anlaşılıyor.
Esasen, ”enflasyon hedeflemesi” nden vazgeçilmeyeceği belirtildiğine ve 2023 yılında %5 hedefi vurgulandığına göre; “ortada kuyu var; yandan geç!” şarkısı, yeni kaptan idaresindeki yolculukta artık çalınmamak; kulak verilmemek gerekir. Anlaşılıyor ki, enflasyon-büyüme ikilemine karşı “şahin duruşlu”; sıkı parasalcı bir dönemin işaretleri ortaya çıkmıştır. Bankanın; kur hedefinin olmadığı ve “rekabetçi kur” içeriğinin, verimlilik artışı ile açıklanması gerektiğine yönelik beyanlar da bu cümleden değerlendirilmelidir.
İlgili sorulara karşın Başkan, alet çantasında mevcud hiçbir aracı kadük bırakacak; opsiyonlarını sınırlayacak bir bağlayıcı beyandan kaçınma ustalığını sergilemiştir; SWAP temelli operasyonlar ,döviz satışı ve zorunlu karşılık oranları da bu gruptadır. Burada, zorunlu karşılık(ZK) konusunda Bankanın karşılaşacağı bazı handikaplar olduğunu not etmeliyiz.
Enflasyon artışında kur etkisi ve gıda kaynaklı dinamikler not edildiğine göre, faiz aracının yukarı yönlü kullanıldığı bir 2021 beklenilebilir. Keza, önemle vurgulanan bir öncelik olarak, rezervlerin rehabilite ve artışında en büyük katkı;20 milyar doları aşkın Türk Lirası reeskont kredi dönüşlerinden kaynaklanacaktır. Yeni Başkan, olumlu bir başlangıç yapmış olmak ile birlikte ,rezervlerin kullanımı konusundaki kamuoyu hassasiyet ve beklentilerine duyarlı konumunu, görev süresince özenle korumalıdır.
Bankanın, kanunla tanımlanmış fiyat istikrarını sağlama kulvarındaki kararlı duruşu not edilmekle beraber, enflasyonla kararlı ve etkin mücadelede “bütüncül ve sinerji oluşturucu” politika ve uygulamalara ihtiyaç duyulduğu açıktır.
Enflasyonla mücadele, sadece Merkez Bankamızın uhdesinde ve kabiliyetinde yürütülecek bir iş olmaktan ziyade, hepimizin ortak sorumluluğudur. Enflasyonu; bize rağmen ve bizsiz düşürebilecek bir Merkez Bankası temelli formül, maalesef henüz ortaya konulamamıştır.
Son dört yıldır, genel-geçer ifadelerle geçiştirilmiş ve internet üzerinden paylaşım suretiyle yerine getirilen rutin kırılarak; yeni atanmış Başkanın kamuya ulaşma platformuna ilk temel taşı konulmuş oldu. Keza, soru-cevap kısmının uzman-basın ayrımıyla daha sistemli hale sokulması ve soruların topluca alınarak, cevaplamada kaçamak alanının genişletilmesi uygulamasına son verilmesi gibi şekilsel düzenlemeler, en azından iletişim konusundaki hassasiyet ve ilerlemeye işaret kabul edilmelidir.
Gene, sıklıkla tekrarlanan “şeffaflık/öngörülebilirlik/hesap verilebilirlik” üçlemesi, modern yönetişim yaklaşımının bu temel değerleri; umulur ki, uygulanmaya/sınanmaya hazır bir duruşun güvenilir habercileri; TCMB icraatının ana payandaları olmayı sürdürsünler. Başkanın kendi deyimiyle; “büyük sınav” olan 2021 senesinden alın akıyla çıkmak için “sözün gereğini yapmak” herhalde asgari şartı teşkil edecektir.
Sunulan yol haritasında; para politika araçlarında temel unsurun; haftalık repo olarak kabulü vurgulanarak, geç likidite penceresi ve koridor yaklaşımı gibi; ”görünürde esneklik sağlayan ve fakat öngörülebilirliği örseleyen “ uygulamalara rağbet edilmeyeceği anlaşılıyor.
Esasen, ”enflasyon hedeflemesi” nden vazgeçilmeyeceği belirtildiğine ve 2023 yılında %5 hedefi vurgulandığına göre; “ortada kuyu var; yandan geç!” şarkısı, yeni kaptan idaresindeki yolculukta artık çalınmamak; kulak verilmemek gerekir. Anlaşılıyor ki, enflasyon-büyüme ikilemine karşı “şahin duruşlu”; sıkı parasalcı bir dönemin işaretleri ortaya çıkmıştır. Bankanın; kur hedefinin olmadığı ve “rekabetçi kur” içeriğinin, verimlilik artışı ile açıklanması gerektiğine yönelik beyanlar da bu cümleden değerlendirilmelidir.
İlgili sorulara karşın Başkan, alet çantasında mevcud hiçbir aracı kadük bırakacak; opsiyonlarını sınırlayacak bir bağlayıcı beyandan kaçınma ustalığını sergilemiştir; SWAP temelli operasyonlar ,döviz satışı ve zorunlu karşılık oranları da bu gruptadır. Burada, zorunlu karşılık(ZK) konusunda Bankanın karşılaşacağı bazı handikaplar olduğunu not etmeliyiz.
Enflasyon artışında kur etkisi ve gıda kaynaklı dinamikler not edildiğine göre, faiz aracının yukarı yönlü kullanıldığı bir 2021 beklenilebilir. Keza, önemle vurgulanan bir öncelik olarak, rezervlerin rehabilite ve artışında en büyük katkı;20 milyar doları aşkın Türk Lirası reeskont kredi dönüşlerinden kaynaklanacaktır. Yeni Başkan, olumlu bir başlangıç yapmış olmak ile birlikte ,rezervlerin kullanımı konusundaki kamuoyu hassasiyet ve beklentilerine duyarlı konumunu, görev süresince özenle korumalıdır.
Bankanın, kanunla tanımlanmış fiyat istikrarını sağlama kulvarındaki kararlı duruşu not edilmekle beraber, enflasyonla kararlı ve etkin mücadelede “bütüncül ve sinerji oluşturucu” politika ve uygulamalara ihtiyaç duyulduğu açıktır.
Enflasyonla mücadele, sadece Merkez Bankamızın uhdesinde ve kabiliyetinde yürütülecek bir iş olmaktan ziyade, hepimizin ortak sorumluluğudur. Enflasyonu; bize rağmen ve bizsiz düşürebilecek bir Merkez Bankası temelli formül, maalesef henüz ortaya konulamamıştır.