hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Prof. Dr. Murat Ferman Prof. Dr. Murat Ferman

    Seçim; Geçim ve İklim hakkında..

    13.11.2022 Pazar | 14:29Son Güncelleme:

    Amerika’daki seçim sonuçlarının yakından izlendiği bir haftayı geride bıraktık. Küresel planda yaşanılan zorlu konjonktür andacında, “rezerv paranın sahibi” ülkedeki eko-politik gelişmeler, elbette herkesin radarında yer alıyor. Biden yönetiminin bundan sonraki opsiyon ve kabiliyetleri temelinde, ABD ile sınırlı kalmayacak açılımlarının; seçim sonuçlarına bağlı olarak şekilleneceği de biliniyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Açıklanan son sonuçlara göre, Nevada eyaletinde senatörlük koltuğunu kazanan Demokrat Parti, Senato’ daki üstünlüğünü korumayı başardı. 2016 yılında ABD Senatosu’na seçilen ilk Latino kökenli Catherine Cortez Masto’ nun zaferiyle, Cumhuriyetçilerin; “ her iki kamarada üstünlüğü ele geçirme” beklentileri boşa çıkarılmış oldu. Temsilciler Meclisi (Kongre) bakımından yarış henüz sonuçlanmadı; Kaliforniya başta olmak üzere Batı Yakasında atbaşı devam eden oysayımları sonucu tayin edecek. İlk değerlendirmelere göre, Cumhuriyetçiler, umduklarından daha düşük bir koltuk sayısı(1-6 arasında) ile de olsa, çoğunluğu elde etmeye yakın duruyorlar. Aralık ayında yeniden düzenlenecek Georgia Senatörlük seçimi ile, yeni yıldan başlayarak yasama organlarının yeni kompozisyonu ortaya çıkmış olacak. Eldeki sonuç ve ilk değerlendirmelere göre ABD ara seçimi ile ilgili tespitlerimizi paylaşalım:

    Başkanlık seçimlerine iki yıl kala, yeniden aday olma konusunda nabız yoklayıp, zemin arayan Trump, seçmenden beklediği açık işareti almaktan uzak kalmıştır. Nitekim, başta, Dr. Mehmet Öz olmak üzere, açık destek verdiği bazı adayların yenilgi faturası, üstelik partisi içinden, kendisine çıkarılmıştır. İlaveten, Florida Valilik seçiminde net ve etkileyici bir zafer kazanan; 2024 Başkanlık yarışı için şimdiden, Cumhuriyetçilerin önde gelen adaylarından Ron DeSantis’ in çıkışı, Trump ve destekçilerinin hiç de hoşuna gitmemiştir! Ezcümle, Biden’in yeniden aday olma kulvarında önüne set çekilmemiş; Trump’ a da açık çek verilmemiştir!

    Bir kısım öngörülerin aksine, “yükselen Cumhuriyetçi Dalga ve açık ara üstünlük” neticesi ortaya çıkmamıştır. Ayrıca, ara seçimlerin kendisi bakımından bir “referandum-güven oylaması” platformuna dönüştürülmesi tehditini, Biden ve Demokratların ustaca savuşturdukları görülmektedir. Amerikan halkının, uzun seneler sonra yeniden yaşadığı enflasyon ve fiyat artışlarının tetiklediği genel hoşnutsuzluk ve düşen ekonomik güven ortamı düşünüldüğünde, mevcut yönetimin bu kazanımı, çok daha anlamlı hale gelmektedir. Biden, “Seçim-Geçim Tuzağı” na düşmemeyi başarmıştır!

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Gerek Senato-Kongre, gerekse Eyalet Valiliği seçim sonuçları incelendiğinde, her iki parti açısından da; “garantili/kemikleşmiş seçmen profili ve seçim bölgesi” konfor ile ezberlerinin ortadan kalktığı görülmektedir. Ohio’daki Senato ve Florida’ daki Valilik seçimleri, bu değerlendirmenin en keskin örneklerini oluşturmak ile birlikte, sonuçlar; %1’in altında kalan farklar temelinde elde edilmektedir. Seçim sonuçları, günümüz Amerikan toplumunda ortaya çıkan “Kutuplaşma” sendromundan ziyade, adeta bir “Yarılma” tablosuna işaret etmektedir. Belirli konu ( kürtaj, vb.) ve kulvarlarda, orta noktada buluşulması adeta imkansız zeminlerin, toplum içinde kemikleştiği gözlenmektedir. Sözü edilen durum ile irtibatlı muhtemel gelişmelerin; doğrudan ve dolaylı etkileri bakımından, küresel planda da ele alınıp, ileri okumalara girişilmesinde fayda olacaktır.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Yukarıda ele alınan seçim sonuç ve değerlendirmeleri ışığında, FED politika ile uygulamalarının seyri bakımından kritik bir etkinin ortaya çıkmadığı anlaşılıyor. “Güçlü Dolar” sendromunun, yaşanılan zor zamanlarda, tüm ekonomi ve kesimlerin işini zorlaştırıp; katlanacakları kayıp ve ödeyecekleri bedelleri arttıracağı bir yakın gelecek hepimizi beklemektedir.

    İçinde bulunduğumuz küresel ters konjonktür/gidişatın, önceki benzeri örneklerde olduğu üzere, er ya da geç değişeceğini biliyor ve bekliyoruz. Ancak, benzeri olumsuz dinamiklerle tahrip edilen çevre ve iklim bakımından, “ başka dünya yok! “ gerçeğini hatırlamanın zamanıdır. Bu bakımdan, temel ilke olarak, Sürdürülebilirlik yaklaşımı dahilinde hareket etme mecburiyetini gözden uzak tutmamak şarttır. Üstelik, sadece söylem ve vaat bazında kalmayan; somut kazanımları da gerçekleştiren bir ortak irade ve eylem içinde yarınlarımızı planlamaya; “birliktelikten doğan güç-sinerji” kudreti ile yola devam etmeye mecburuz. İşte, Şarm El-Şeyh’de düzenlenen ve 6 Kasım’dan bu yana devam eden COP27- Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı, tam da bu noktalara dikkat çekiyor. Hafta içinde 18 Kasımda sona erecek bu zirve ile, bu “telafisi güç” kulvarda, dünya halkı olarak nelerin yapıldığı ve/veya başarıldığı somut olarak ortaya konmuş olacak; yol haritası yeniden çizilmeye çalışılacaktır. Savaş; kıtlık; enerji; enflasyon gibi sert kasırgaların birlikte vurduğu zorlu iklimlerde ayakta kalmak ve yarınlarda varolabilmek için, önce “iklim” ve “gezegen” zenginliklerimize sahip çıkmak durumundayız.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    (*) COP-27 B.M. Zirvesi’ne, ülkemizi temsilen, “ Avrupa Yeşil Mutabakatı ve 2030 Hedeflerinde Üniversitelerin Rolü “ (14 Kasım) başlıklı panel ile bizzat katılım ve destek sağlamaktan kıvanç duyuyoruz.