Kağıt üzerinde ve müşterek bahislerde ibre hep 'Horozlar'dan yanaydı. Sadece yıldız oyuncuları Kylian Mbappe’nın değeri tüm A Milli Takımı'mızdan daha fazlaydı. 200 Milyon Euro'ya karşı 198 Milyon Euro. Maç öncesi onlar rahat biz ise kendi kendimizi motive etmeye çalışıyorduk. “Tarih yazacağız”, “Korkmuyoruz!”, “Dünyaya gücümüzü göstermenin zamanı”, “Teknik Direktörümüz Şenol Güneş’in yeni kadrosuna güveniyoruz”, “Şeytanın bacağını kırma zamanı” gibi sözler de sarf ederek.
Fransa ise Teknik Direktörü Didier Deschamps yönetiminde kalecisi Lloris’ten en uçtaki Greizmann’a kadar ezbere oynayan bir ekip olarak Konya’da yoluna devam etmek için 90 dakikalık bir rutin mücadele vereceklerini sanıyorlardı. Öyle olmadı. Başta seyirci faktörü ile gençleştirilmiş milli takımımız büyük konsantresi ile maça daha ilk dakikadan itibaren asıldı. İşte o zaman Fransızlar maçın ciddiyetini ve Türkiye’nin yenilmemek için değil zafer için sahaya çıktığını anladı.
İlk gol tamamen duran topta çalışılmış bir taktikti. Cengiz Ünder ortaladı. Merih Demiral kafayla altı pasa topu gönderdi. Kaan Ayhan da yine kafayla meşin yuvarlağı filelere takti. Konya inledi, ay yıldızlı bayraklar sallandı, cep telefonu fenerleri yakıldı, ekran başındaki seyirciler sevinçten çıldırdı. Ardından ikinci golü takımımızın en değerli oyuncusu 35 Milyon Euro’luk Roma’lı Cengiz Ünder kaydetti. Çaprazdan şutu çok akıllıca kaleci Lloris’in elinin altından gol oldu. İşte o anda Güney Amerika usulü saniyelerce uzatılan “Gooooooolllll” haykırışı yayıncı kuruluşun spikeri tarafından Türkiye’yi salladı. Ama en güzeli Nefes almak için “Ben susuyorum, Taraftarlar konuşuyor” yorumuydu ekrana tribünler gelirken.
Toplam 1 Milyar 240 Milyon'luk Fransa Milli takımını Konya’da devirdik. Büyük bir iş yaptık. Şenol Güneş’in dediği gibi maç daha farklı bir skorla da bitebilirdi. Ama henüz yolun başındayız. 7 maç daha var. Hemen Salı günü deplasmanda belalımız İzlanda ile karşılaşacağız. Rehavete kapılmamamız gerek. Çünkü İzlanda grupta kağıt üzerinde doğrudan rakibimiz. Ama bu yeni inançlı kadroya inanmamız gerek. Yeni hoca, yeni kan şimdilik aşı tuttu. Gelecekten umutluyuz.
Kağıt üzerinde ve müşterek bahislerde ibre hep 'Horozlar'dan yanaydı. Sadece yıldız oyuncuları Kylian Mbappe’nın değeri tüm A Milli Takımı'mızdan daha fazlaydı. 200 Milyon Euro'ya karşı 198 Milyon Euro. Maç öncesi onlar rahat biz ise kendi kendimizi motive etmeye çalışıyorduk. “Tarih yazacağız”, “Korkmuyoruz!”, “Dünyaya gücümüzü göstermenin zamanı”, “Teknik Direktörümüz Şenol Güneş’in yeni kadrosuna güveniyoruz”, “Şeytanın bacağını kırma zamanı” gibi sözler de sarf ederek.
Fransa ise Teknik Direktörü Didier Deschamps yönetiminde kalecisi Lloris’ten en uçtaki Greizmann’a kadar ezbere oynayan bir ekip olarak Konya’da yoluna devam etmek için 90 dakikalık bir rutin mücadele vereceklerini sanıyorlardı. Öyle olmadı. Başta seyirci faktörü ile gençleştirilmiş milli takımımız büyük konsantresi ile maça daha ilk dakikadan itibaren asıldı. İşte o zaman Fransızlar maçın ciddiyetini ve Türkiye’nin yenilmemek için değil zafer için sahaya çıktığını anladı.
İlk gol tamamen duran topta çalışılmış bir taktikti. Cengiz Ünder ortaladı. Merih Demiral kafayla altı pasa topu gönderdi. Kaan Ayhan da yine kafayla meşin yuvarlağı filelere takti. Konya inledi, ay yıldızlı bayraklar sallandı, cep telefonu fenerleri yakıldı, ekran başındaki seyirciler sevinçten çıldırdı. Ardından ikinci golü takımımızın en değerli oyuncusu 35 Milyon Euro’luk Roma’lı Cengiz Ünder kaydetti. Çaprazdan şutu çok akıllıca kaleci Lloris’in elinin altından gol oldu. İşte o anda Güney Amerika usulü saniyelerce uzatılan “Gooooooolllll” haykırışı yayıncı kuruluşun spikeri tarafından Türkiye’yi salladı. Ama en güzeli Nefes almak için “Ben susuyorum, Taraftarlar konuşuyor” yorumuydu ekrana tribünler gelirken.
Toplam 1 Milyar 240 Milyon'luk Fransa Milli takımını Konya’da devirdik. Büyük bir iş yaptık. Şenol Güneş’in dediği gibi maç daha farklı bir skorla da bitebilirdi. Ama henüz yolun başındayız. 7 maç daha var. Hemen Salı günü deplasmanda belalımız İzlanda ile karşılaşacağız. Rehavete kapılmamamız gerek. Çünkü İzlanda grupta kağıt üzerinde doğrudan rakibimiz. Ama bu yeni inançlı kadroya inanmamız gerek. Yeni hoca, yeni kan şimdilik aşı tuttu. Gelecekten umutluyuz.