Canlı YayınGiriş
SON DAKİKA
Reha Erus Galatasaray’ın Süper Lig Şampiyonluğu mu yoksa Fenerbahçe’nin Euroleague’i kazanması mı?
29.05.2025 Perşembe | 15:43Son Güncelleme:Ayağımın tozuyla İtalya’dan geldim ve bir tartışmayı açmaya karar verdim. Galatasaray’ın futbolda Süper Lig şampiyonluğu ile Fenerbahçe’nin basketbolda Final Four’u kazanıp EuroLeague Kupası’nı müzesine götürmesinin ardından,bu takımların, her iki kıtadaki kutlamalarını masaya yatırdım.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Acaba hangisi daha önemli veya değerliydi?
Kesinlikle sporda ülke prestiji açısından, basketbolda Fenerbahçe’nin şampiyonluğu daha fazla ses getirdi. Dünya gazetelerine göz attım, sosyal medyayı izledim, ekranlarda spor haberlerine baktım ve koç Sarunas Jasikevicius’un takımının birinci haber olduğunu gördüm.. Üstelik Fenerbahçe, ünlü İtalya Bisiklet Turu “Giro d’Italia”nın bile önüne geçmişti.
Nigel Hayes-Davis’in finalin en değerli oyuncusu olarak harika performansını nefis üçlükler ve smaçlarla süslemesi, Nicolo Melli’nin savunma katkısı İtalyanları bir anda sarı-lacivertlilerin taraftarı haline getirdi. Bu arada Euro League’nin en iyi antrenörü seçilen Jasikevicius’u da kutlamalıyız.
Galatasaray’ın Türkiye Süper Ligi’nde üst üste üçüncü kez şampiyonluğunu ilan etmesi ve bunu Inter’in eski futbolcusu, teknik direktör Okan Buruk’un, rakibi Jose Mourinho’ya rağmen başarması ,son derece anlamlı bir başarıydı. Hatta yakın geçmişte İcardi, Osimhen, Mertens ve Morata gibi Serie A’da top koşturmuş oyuncularla beraber olması Avrupa basınında fazla yer almadı. “Türkiye’de lig şampiyonu Galatasaray” başlığıyla tek sütuna ve kısa verildi.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Bu başarı hem kulüp tarihinin büyüklüğü hem de,Türk futbolunun geldiği nokta açısından çok daha fazla öne çıkmayı hak ediyordu.
Bunun nedenlerinden biri,kulübün Avrupa’daki medya ve iletişim çalışmalarının yeterince güçlü olmaması olabilir.Diğer nedeni ise,Avrupa medyasının, Türk futboluna olan sınırlı ilgisi ve Süper Lig’i gözardı etmesi olabilir.
Yurt dışında durum böyleyken, iki güzide kulübümüzün iki ayrı spordaki başarısı tartışılamaz. Ancak kutlamalarda her iki takımın taraftarlarının, futbolcularının ve yöneticilerinin birbirlerini alenen hedef alması hiç hoş değil. Zaferlere gölge düşürebilecek bu atışmalara mutlaka son verilmeli diye düşünüyorum.Çünkü bu tartışmalar kazanılan başarıların değerini yok etmemelidir. Zaten tartışmanın ana konusu da buydu.
İki büyük derbi takımımızın, iki farklı branşta elde ettikleri şampiyonluk kutlamalarını , karşılıklı didişerek değil, dayanışma ve kucaklaşma ile yapmaları en yakışan davranış olacaktır.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Bu arada yıllar sonra Türkiye’den ayrılacak olan Galatasaray’ın Uruguaylı kaptanı ve kalecisi Fernando Muslera’ya da ‘Ciao Nando’ selamımı gönderiyorum.
https://www.cnnturk.com/yazarlar/guncel/reha-erus/galatasarayin-super-lig-sampiyonlugu-mu-yoksa-fenerbahcenin-euroleaguei-kazanmasi-mi-2291544 vazgeç yazıcıya gönder!
Galatasaray’ın Süper Lig Şampiyonluğu mu yoksa Fenerbahçe’nin Euroleague’i kazanması mı?
Ayağımın tozuyla İtalya’dan geldim ve bir tartışmayı açmaya karar verdim. Galatasaray’ın futbolda Süper Lig şampiyonluğu ile Fenerbahçe’nin basketbolda Final Four’u kazanıp EuroLeague Kupası’nı müzesine götürmesinin ardından,bu takımların, her iki kıtadaki kutlamalarını masaya yatırdım.
Acaba hangisi daha önemli veya değerliydi?
Kesinlikle sporda ülke prestiji açısından, basketbolda Fenerbahçe’nin şampiyonluğu daha fazla ses getirdi. Dünya gazetelerine göz attım, sosyal medyayı izledim, ekranlarda spor haberlerine baktım ve koç Sarunas Jasikevicius’un takımının birinci haber olduğunu gördüm.. Üstelik Fenerbahçe, ünlü İtalya Bisiklet Turu “Giro d’Italia”nın bile önüne geçmişti.
Nigel Hayes-Davis’in finalin en değerli oyuncusu olarak harika performansını nefis üçlükler ve smaçlarla süslemesi, Nicolo Melli’nin savunma katkısı İtalyanları bir anda sarı-lacivertlilerin taraftarı haline getirdi. Bu arada Euro League’nin en iyi antrenörü seçilen Jasikevicius’u da kutlamalıyız.
Galatasaray’ın Türkiye Süper Ligi’nde üst üste üçüncü kez şampiyonluğunu ilan etmesi ve bunu Inter’in eski futbolcusu, teknik direktör Okan Buruk’un, rakibi Jose Mourinho’ya rağmen başarması ,son derece anlamlı bir başarıydı. Hatta yakın geçmişte İcardi, Osimhen, Mertens ve Morata gibi Serie A’da top koşturmuş oyuncularla beraber olması Avrupa basınında fazla yer almadı. “Türkiye’de lig şampiyonu Galatasaray” başlığıyla tek sütuna ve kısa verildi.
Bu başarı hem kulüp tarihinin büyüklüğü hem de,Türk futbolunun geldiği nokta açısından çok daha fazla öne çıkmayı hak ediyordu.
Bunun nedenlerinden biri,kulübün Avrupa’daki medya ve iletişim çalışmalarının yeterince güçlü olmaması olabilir.Diğer nedeni ise,Avrupa medyasının, Türk futboluna olan sınırlı ilgisi ve Süper Lig’i gözardı etmesi olabilir.
Yurt dışında durum böyleyken, iki güzide kulübümüzün iki ayrı spordaki başarısı tartışılamaz. Ancak kutlamalarda her iki takımın taraftarlarının, futbolcularının ve yöneticilerinin birbirlerini alenen hedef alması hiç hoş değil. Zaferlere gölge düşürebilecek bu atışmalara mutlaka son verilmeli diye düşünüyorum.Çünkü bu tartışmalar kazanılan başarıların değerini yok etmemelidir. Zaten tartışmanın ana konusu da buydu.
İki büyük derbi takımımızın, iki farklı branşta elde ettikleri şampiyonluk kutlamalarını , karşılıklı didişerek değil, dayanışma ve kucaklaşma ile yapmaları en yakışan davranış olacaktır.
Bu arada yıllar sonra Türkiye’den ayrılacak olan Galatasaray’ın Uruguaylı kaptanı ve kalecisi Fernando Muslera’ya da ‘Ciao Nando’ selamımı gönderiyorum.