hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Reha Erus Reha Erus

    Leblebi

    12.10.2021 Salı | 14:20Son Güncelleme:

    Çocukluğumdan beri leblebi deyince aklıma hep Çorum gelirdi. İtalya’da yaşarken gelip gidenlere özellikle Çorum leblebisi sipariş ederdim.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bu yaz Ege’den Alanya’ya giderken ve Denizli’de Serinhisar’a girerken dev panolarda ‘Leblebinin Başkenti Serinhisar. 'Hoşgeldiniz' yazıları doğrusu kafamı karıştırdı. İlçeye girince sağlı sollu leblebi satan dükkanları hayretle izledim. En çok da ‘Leblebi Butiği’ dikkatimi çekti. Kavrulmuş leblebinin o mis kokusunu birkaç kez içime çektikten sonra otomobili stop ederek bir leblebici dükkanına girdim. "Hoş geldiniz, beş gittiniz"den sonra önümdeki zengin leblebi vitrinine hayretler içerisinde bakarak sonradan adını öğrendiğim Fatih Bardakçı ile koyu bir leblebi sohbetine girdim. Tabii konu Çorum - Serinhisar leblebi rekabetiydi. Ben hafızama yerleşenleri anlattım. Hatta Serinhisar’ın varlığını bile bilmediğimi utanarak itiraf ettim. Bu arada Serinhisar’ın eski adı Kızılhisar’mış. Ama Komünizm çağrısı yaptığından1987’e şimdiki adını almış. Fatih Bardakçı Çorum ile büyük bir rekabet içerisinde olduklarını doğruladı ve en iyi leblebilik nohutun bu yörede yetiştirildiğini belirterek "Çorumlular leblebiyi bizden alırlar ve kendi imalatlarıymış gibi satarlar" dedi. Aralarında büyük bir çekişme olduğunu ayrıntılarına kadar anlattı.

    LeblebiFotoğraf: Reha Erus

    Serinhisar’da yaklaşık130 leblebi fabrikası varmış. Nitekim daha sonra yoluma devam ederken bu sıra sıra fabrikalara tanık oldum. Yeni bir sanayi sitesi inşa ediliyormuş. Yakın bir gelecekte leblebi fabrikalarının sayısı 200’ü bulacakmış. Tabii türlü çeşitli üretimleri var ve hepsi vitrinde sergileniyor. Klasik sarı, tuzlu, beyaz leblebi dışında inanılmaz fantezilere kaçanları da var. Fatih Bardakçı İtalya’da yaşadığımı öğrenince bana ilk olarak kapuçinolu leblebiyi tattırdı. Arkasından espresso kahveli derken tiramisu’lusu ‘Pes’ dedirtti. 50 çeşide yakın leblebi renk armonisi yaratıyordu vitrinde. Dayanamadım tezgahın öbür tarafına geçtim aldım küreği elime ve kendi leblebilerimi seçtim. Draje türünde en çok nane limonlusuna bayıldım. Sırası ile haşhaşlı, ahududulu, portakallı, çikolatalı, acı biberli, tutti fruttili, kremalı, narlı, vişneli, tarçınlı, hurmalı, kestaneli akla ne geliyorsa vardı. Yalnız hava sıcak olduğu için çikolata ve kremalıları ayrı paketleyerek erimesin diye otomobilde serin bir yere koymamı önerdi. Bu arada leblebili tatlılar, leblebi tozu kurabiyeleri, helvası, sabahları kahvaltıda ekmeye sürdüğüm leblebi kreması. Nefis.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Alanya’ya vardığımda Çorum - Serinhisar leblebi rekabeti için soluğu Google'da aldım.

    İki yörenin leblebi imalatçıları kooperatifi başkalarının atışmalarını okudum. Serinhisarlılar "Çoruma bile biz leblebi gönderiyoruz. Biz işin imalat kısmındayız. Onlar ise işin vitrin kısmında" diyerek Çorumluları kızdırmış. Çorumlular ise "Çorum leblebisi bizimdir Bizim kalacaktır" yanıtını vererek gerçekleştirdikleri ihracata dikkat çekmişler.

    Bu kıyasıya rekabet için taraflar "Gelin buluşalım hünerlerimizi ortaya koyalım ve birinciyi halk seçsin" önerisi yapmışlar.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ege’de ve İstanbul’da bir çok kuru yemişçiye uğradım. Leblebilerin nereden geldiğini sordum. Çoğunluk ‘Serinhisar’ yanıtını verdi. Sanırım ilk fırsatta Çorum’a gitmem gerekecek.

    LeblebiFotoğraf: Reha Erus