Canlı Yayın
Reha Erus 
Ulusal Faşist Partisini kuran gazeteci ve siyasetçi Benito Mussolini’nin yönettiği ülke başlangıçta ‘Duce’ (Lider) nin yaptığı reformlarla hayatından memnundu. Ancak faşist düzenin getirdiği baskılar sonucu kabus giderek İtalya’yı sardı. Diktatör rejim halkı abluka altına almıştı ve karşıtlar üzerinde büyük bir baskı yaratmıştı. Duce’nin dünya lideri olma hevesi ve Hitler’in Nazi sine özenmesi ve tuzağa düşüp büyük savaşa girmesi hem kendisinin hem de ülkesinin sonunu hazırladı.
İtalya Kraliyetle yönetiliyordu ama Kral sadece sarayında oturan bir semboldü. Bu da Benito Mussolini’nin işini kolaylaştırmıştı. Sivrildikçe halkını ‘Kara Gömlekliler’in şiddet uygulamasıyla ezdi. Faşist düzenin baskısı karşısında komünistlerin kurduğu komitelerin başını kolaylıkla ezdi. Hitlere kanarak büyük savaşa girmesi ve yıpranmasıyla Partizanların ayaklanması ardından Almanya’nın İtalya’yı işgali yerli faşist düzenin aslında ne denli kırılgan olduğunu gösterdi. Uzatmayalım. Benito Mussolini işgalci Almanya tarafından vaatlerle kandırıldı ve sonunda Partizanlarca öldürüldü. İtalya ise Amerika’nın Sicilya’ya yaptığı çıkartma ile Nazi ve Faşist işgalinden kurtuldu. Zaten bir yıl sonrada yapılan referandumla Kraliyet yönetimi yerini Cumhuriyete bıraktı.
Uzun yıllar Faşist düzenin esamesi okunmadı ülkede. Mussolini’nin partisinin sembolü meşale di. Sonra yavaş yavaş aşırı sağcı hareket partileri kurulmaya başlandı ama seçimlerde Sol ve Merkez sağ partilerin arasında sıkıştı kaldı. Hatta Benito Mussolini’nin torunu Alessandra Mussolini Dedesi adına bir siyasi hamle yaptı, parlamentoya girdi ama beklenen patlama olmadı.
Taa ki birkaç yıl önce Silvio Berlusconi’nin Forza İtalia Partisi koalisyon hükümetinde bakanlık yapan sonra da İtalya Ulusal Marşı ‘Fratelli d’Italia’dan esinlenerek neofaşist ‘İtalyanın Kardeşleri’ partisini kuran ve Mussolini’ye taptığını söyleyen Giorgia Meloni’nin siyası alanda boy göstermesi şimdilerde gündeme oturdu..
İtalya’da siyaset oldum olası kırılgandır. Geçenlerde büyük umutlarla Başbakanlık koltuğuna oturtulan ‘Süper Mario’ lakaplı Avrupa Merkez Bankası eski Başkanı Draghi koalisyon ortaklarının çatışmasıyla bir değil, iki kez istifa etmek zorunda kaldı. Gerek 5 Yıldız Hareketi ve gerekse sol ve sağ partilerin iç kavgalarından yararlanan Giorgia Meloni İtalyanların kaygı duyduğu konuları gündeme getirerek Post - Faşist anlayışıyla bunların üstesinden geleceği vaadinde bulunuyor. Kendisini ‘Bir kadın, bir anne, bir İtalyan ve bir Hristiyan’ olarak tanımlayan Giorgia Meloni ülkeyi faşist düzenle yönetmeye hazır olduğunu belirterek İtalya’nın büyük sorunu olan yasa dışı göçü engelleyeceklerini, AB’deki kokuşmuş kuralları gözden geçireceklerini, Avrupa’nın İslamlaşmasına asla izin vermeyeceklerini söylüyor. Tabii
bunlar İtalyan seçmenlerin kulağına hoş geliyor. Kasım ayında yapılması beklenen erken seçimler öncesi yapılan anketlerde Meloni’nin post – faşist partisi yüzde 23.8 ile Demokratik Partinin önünde lider gözüküyor. Kendisini ve partisini hayranı olduğu Benito Mussolini’nin ‘Ulusal Faşist Partisi’nin devamı olarak gören Giorgia Meloni’nin bu atılımları ve iddialı görüşleri Avrupa Birliği bünyesinde kaygı ile karşılanıyor. İtalyan tarihçileri ise ‘Fratelli d’Italia Partisinin demokrasi çerçevesinde neofaşist geleneğine uygun bir hareket olduğunu kabul ediyor.
Galiba Mussolini’nin sönen meşalesi yakın bir gelecekte tekrar yakılacak gibi.
Ulusal Faşist Partisini kuran gazeteci ve siyasetçi Benito Mussolini’nin yönettiği ülke başlangıçta ‘Duce’ (Lider) nin yaptığı reformlarla hayatından memnundu. Ancak faşist düzenin getirdiği baskılar sonucu kabus giderek İtalya’yı sardı. Diktatör rejim halkı abluka altına almıştı ve karşıtlar üzerinde büyük bir baskı yaratmıştı. Duce’nin dünya lideri olma hevesi ve Hitler’in Nazi sine özenmesi ve tuzağa düşüp büyük savaşa girmesi hem kendisinin hem de ülkesinin sonunu hazırladı.
İtalya Kraliyetle yönetiliyordu ama Kral sadece sarayında oturan bir semboldü. Bu da Benito Mussolini’nin işini kolaylaştırmıştı. Sivrildikçe halkını ‘Kara Gömlekliler’in şiddet uygulamasıyla ezdi. Faşist düzenin baskısı karşısında komünistlerin kurduğu komitelerin başını kolaylıkla ezdi. Hitlere kanarak büyük savaşa girmesi ve yıpranmasıyla Partizanların ayaklanması ardından Almanya’nın İtalya’yı işgali yerli faşist düzenin aslında ne denli kırılgan olduğunu gösterdi. Uzatmayalım. Benito Mussolini işgalci Almanya tarafından vaatlerle kandırıldı ve sonunda Partizanlarca öldürüldü. İtalya ise Amerika’nın Sicilya’ya yaptığı çıkartma ile Nazi ve Faşist işgalinden kurtuldu. Zaten bir yıl sonrada yapılan referandumla Kraliyet yönetimi yerini Cumhuriyete bıraktı.
Uzun yıllar Faşist düzenin esamesi okunmadı ülkede. Mussolini’nin partisinin sembolü meşale di. Sonra yavaş yavaş aşırı sağcı hareket partileri kurulmaya başlandı ama seçimlerde Sol ve Merkez sağ partilerin arasında sıkıştı kaldı. Hatta Benito Mussolini’nin torunu Alessandra Mussolini Dedesi adına bir siyasi hamle yaptı, parlamentoya girdi ama beklenen patlama olmadı.
Taa ki birkaç yıl önce Silvio Berlusconi’nin Forza İtalia Partisi koalisyon hükümetinde bakanlık yapan sonra da İtalya Ulusal Marşı ‘Fratelli d’Italia’dan esinlenerek neofaşist ‘İtalyanın Kardeşleri’ partisini kuran ve Mussolini’ye taptığını söyleyen Giorgia Meloni’nin siyası alanda boy göstermesi şimdilerde gündeme oturdu..
İtalya’da siyaset oldum olası kırılgandır. Geçenlerde büyük umutlarla Başbakanlık koltuğuna oturtulan ‘Süper Mario’ lakaplı Avrupa Merkez Bankası eski Başkanı Draghi koalisyon ortaklarının çatışmasıyla bir değil, iki kez istifa etmek zorunda kaldı. Gerek 5 Yıldız Hareketi ve gerekse sol ve sağ partilerin iç kavgalarından yararlanan Giorgia Meloni İtalyanların kaygı duyduğu konuları gündeme getirerek Post - Faşist anlayışıyla bunların üstesinden geleceği vaadinde bulunuyor. Kendisini ‘Bir kadın, bir anne, bir İtalyan ve bir Hristiyan’ olarak tanımlayan Giorgia Meloni ülkeyi faşist düzenle yönetmeye hazır olduğunu belirterek İtalya’nın büyük sorunu olan yasa dışı göçü engelleyeceklerini, AB’deki kokuşmuş kuralları gözden geçireceklerini, Avrupa’nın İslamlaşmasına asla izin vermeyeceklerini söylüyor. Tabii
bunlar İtalyan seçmenlerin kulağına hoş geliyor. Kasım ayında yapılması beklenen erken seçimler öncesi yapılan anketlerde Meloni’nin post – faşist partisi yüzde 23.8 ile Demokratik Partinin önünde lider gözüküyor. Kendisini ve partisini hayranı olduğu Benito Mussolini’nin ‘Ulusal Faşist Partisi’nin devamı olarak gören Giorgia Meloni’nin bu atılımları ve iddialı görüşleri Avrupa Birliği bünyesinde kaygı ile karşılanıyor. İtalyan tarihçileri ise ‘Fratelli d’Italia Partisinin demokrasi çerçevesinde neofaşist geleneğine uygun bir hareket olduğunu kabul ediyor.
Galiba Mussolini’nin sönen meşalesi yakın bir gelecekte tekrar yakılacak gibi.
SON DAKİKA
