Canlı Yayın
Reha Erus 
Eskişehir doğumluymuş. Ailesi Bulgaristan’dan göç etmiş. Pazarcık kentine bağlı Paracık kasabasından olduğu için soyadları Paracıkoğlu imiş. “İncir Reçeli” diye bir filmi ses getirmiş ayrıca bir kaç şarkısının adı da var. Gerisinde darp ettiği komşusu ve tutuklanmasıyla ilgili haberler.
Maalesef ülkemizde darp, kadına şiddet, öldürmeye teşebbüs, bıçaklama, taciz, tecavüz iddiasıyla hakim önüne çıkartılan sanıklar adli kontrol koşulu ile genelde serbest bırakılıyor. Çoğuna savcılar itiraz ediyor ama boşuna. Ta ki devreye sosyal medya girene dek. Son dönemlerde sosyal medya da bu tür suçlara karşı toplu takip ve isyan ses getirmeye başladı.Özellikle tarikatların dini alet edip çocuklara tacizi dışında cinci hocalığı benimseyerek kadınlara tacizi, tecavüzü meslek haline getiren yaratıklar sosyal medyanın ısrarlı takibi ve feryatları ile ancak tutuklanabildiler.
Suçu teşvik eden bu tür adaletsizlik ülkemizde alışılagelmişlik yarattı, yaratıyor. Sevgilisini, eşini, eski eşini öldürenler ‘Nasıl olsa hakim karşısında iyi halden yırtarım’ düşüncesiyle başka suç makinelerine de örnek olabiliyor. Ancak bu tür haksızlıklarda sosyal medya adeta savcılık görevini üstleniyor. Özellikle kanıtlayıcı görüntüler varsa işte o zaman adaletin yerini bulması şaşmaz oluyor.
Halil Sezai’Paracıkoğlu’nu örnek alalım. Elinde silah sayılabilen odunla komşusunu darp etti. Dizini yine komşusunun böğründe çok iyi kullandı. Ellerini rastgele çalıştırdı. Bütün bunları iki arkadaşı kendisini seyrederken yaptı. Şikayet üzerine ifade vermeye gitti ve beklendiği gibi serbest bırakıldı. Ama sosyal medya ayaklandı. Görüntüler mide bulundırıcıydı.
67 yaşında ki komşu resmen odun gibi öldürücü silahla darp ediliyordu. Halil Sezai ifade sonrası serbest bırakılınca yırttığını yaptığı iğrençliğin yanına kar kaldığını sandı. Ama öyle olmadı. Sosyal medyanın gücü tepkilerin, protestoların çığ gibi büyümesi nihayet adaleti görevi başına getirtti. Kısacası devletin baştan beri yapması gerektiğini sosyal medya bütünleşerek ülkeyi ayağa kaldırarak başardı.
Halil Sezai’yi resmen tutuklattı, ceza evine gönderdi. Olayı adi bir suç gibi gören basını uyandırdı. Darpçı sanatçının manşetlere çıkmasını, köşe yazarlarına hedef olmasını sağladı. O güçlü sosyal medya Halil Sezai’yi bir kalemde sildi belki sanat hayatını bitirdi, istenmeyen insan ilan ettirdi.
Ülkemizde maalesef olası cezaları adaletin yerine sosyal medyanın kesmesi hoş değil. Ancak özellikle şiddet olaylarına mahkemelerin verdiği ödül gibi kararlar sürdükçe sosyal medyanın duyarlı gücü her geçen gün artacak.
Eskişehir doğumluymuş. Ailesi Bulgaristan’dan göç etmiş. Pazarcık kentine bağlı Paracık kasabasından olduğu için soyadları Paracıkoğlu imiş. “İncir Reçeli” diye bir filmi ses getirmiş ayrıca bir kaç şarkısının adı da var. Gerisinde darp ettiği komşusu ve tutuklanmasıyla ilgili haberler.
Maalesef ülkemizde darp, kadına şiddet, öldürmeye teşebbüs, bıçaklama, taciz, tecavüz iddiasıyla hakim önüne çıkartılan sanıklar adli kontrol koşulu ile genelde serbest bırakılıyor. Çoğuna savcılar itiraz ediyor ama boşuna. Ta ki devreye sosyal medya girene dek. Son dönemlerde sosyal medya da bu tür suçlara karşı toplu takip ve isyan ses getirmeye başladı.Özellikle tarikatların dini alet edip çocuklara tacizi dışında cinci hocalığı benimseyerek kadınlara tacizi, tecavüzü meslek haline getiren yaratıklar sosyal medyanın ısrarlı takibi ve feryatları ile ancak tutuklanabildiler.
Suçu teşvik eden bu tür adaletsizlik ülkemizde alışılagelmişlik yarattı, yaratıyor. Sevgilisini, eşini, eski eşini öldürenler ‘Nasıl olsa hakim karşısında iyi halden yırtarım’ düşüncesiyle başka suç makinelerine de örnek olabiliyor. Ancak bu tür haksızlıklarda sosyal medya adeta savcılık görevini üstleniyor. Özellikle kanıtlayıcı görüntüler varsa işte o zaman adaletin yerini bulması şaşmaz oluyor.
Halil Sezai’Paracıkoğlu’nu örnek alalım. Elinde silah sayılabilen odunla komşusunu darp etti. Dizini yine komşusunun böğründe çok iyi kullandı. Ellerini rastgele çalıştırdı. Bütün bunları iki arkadaşı kendisini seyrederken yaptı. Şikayet üzerine ifade vermeye gitti ve beklendiği gibi serbest bırakıldı. Ama sosyal medya ayaklandı. Görüntüler mide bulundırıcıydı.
67 yaşında ki komşu resmen odun gibi öldürücü silahla darp ediliyordu. Halil Sezai ifade sonrası serbest bırakılınca yırttığını yaptığı iğrençliğin yanına kar kaldığını sandı. Ama öyle olmadı. Sosyal medyanın gücü tepkilerin, protestoların çığ gibi büyümesi nihayet adaleti görevi başına getirtti. Kısacası devletin baştan beri yapması gerektiğini sosyal medya bütünleşerek ülkeyi ayağa kaldırarak başardı.
Halil Sezai’yi resmen tutuklattı, ceza evine gönderdi. Olayı adi bir suç gibi gören basını uyandırdı. Darpçı sanatçının manşetlere çıkmasını, köşe yazarlarına hedef olmasını sağladı. O güçlü sosyal medya Halil Sezai’yi bir kalemde sildi belki sanat hayatını bitirdi, istenmeyen insan ilan ettirdi.
Ülkemizde maalesef olası cezaları adaletin yerine sosyal medyanın kesmesi hoş değil. Ancak özellikle şiddet olaylarına mahkemelerin verdiği ödül gibi kararlar sürdükçe sosyal medyanın duyarlı gücü her geçen gün artacak.
SON DAKİKA
