hourSON DAKİKA
left-arrow right-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Prof. Dr. Derya Uludüz Prof. Dr. Derya Uludüz

    Sağlıklı ve mutlu olmanın, hastalanmamanın 9 altın kuralı

    10.04.2019 Çarşamba | 10:17Son Güncelleme:

    Hepimiz hızla akıp giden zaman içinde sağlıklı ve huzurlu yaşamak istiyoruz. Bedenimizin, aklımızın ve ruhumuzun sağlıklı olması için de çözüm yolları arıyoruz. Aslında bunu yakalayabilmek hiç zor değil, öyle çok uzak diyarlara tatile gitmeye, paralar harcayıp vitamin destekleri almaya veya özel meditasyon derslerine ihtiyacımız yok. Sağlıklı yaşamak bizim sorumluluğumuzda olması gereken bir seçim ve çözüm de bizim elimizde.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Aslında basit değişikliklerle sağlığımıza kavuşabileceğimiz çok önemli altın değerinde 9 tane kuralımız var.

    1-Uyku: Günde ortalama 8 saat düzenli ve kaliteli uyku; sağlık için en temel anahtarımız, zira sağlığa açılan kapı uyku ile başlar. Düzenli uyku vücudunuzda gün boyu maruz kaldığınız tüm zararlı maddeleri atmanızı sağlar, vücut kendini baştan aşağı yeniler ve tamir eder, zihniniz berraklaşır hafızanız güçlenir, cildiniz güzelleşir, bağışıklık sisteminiz güçlenir. Uyku nerdeyse bizim yaşam iksirimizdir.

    2-Egzersiz yapın: Pahalı egzersiz dersleri almaya spor salonlarına kaydolmaya gerek yok, bol oksijenli açık hava yeterli. Açık havada dakikada 100-120 adım gibi hızlı tempo yürümek, bisiklete binmek, yüzmek en sağlıklı egzersizlerdir. Egzersiz yapmaya başladığınızda beyin ve kalp fonksiyonlarınız hızlanır, kendinizi çok daha mutlu enerjik ve zinde hissedersiniz. Bağışıklık sisteminiz, kemik ve eklemleriniz güçlenir. Egzersiz biyolojik yaşımızı gençleştiren bizim gençlik iksirimizdir. Artık en ideali olan haftada 5 gün 45 dk-1 saat açık hava egzersizlerimize başlama zamanımız gelmedi mi?

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    3-Toksinlerinizden kurtulun: Her gün binlerce kimyasal kanserojen madde ve elektromanyetik dalgalara maruz kalıyoruz. İçinde bulunduğumuz toksik ortam aslında birçok kronik hastalığı da beraberinde getiriyor. Gelin bu toksinlerden kurtulalım; işe kullandığımız temizlik malzemeleri, şampuan, cilt kremleri ve makyaj malzemelerinizden başlayın. Plastik şişede ve kimyasal madde içeren ürünleri kullanmamaya dikkat edin. Aslında en doğal ve sağlıklı cilt kremi Hindistan cevizi yağı olduğunu da hatırlatalım. Toksinlerin vücuttan atılması için su çok önemli bol bol su için. Ayda bir kese yaptırmak saunaya gidip terlemek toksinleri atmak için harika bir yöntem. Cep telefonları bir diğer tehlike günde 45 dakikadan fazla cep telefonu ile uğraşmamak gerekiyor. Konuşurken kulağa yapıştırmayın, araya parmağınızı koyarak etkiyi azaltabilirsiniz, kulaklık kullanmak idealidir. Telefonu kullanmadığınız zamanlarda mümkün olduğunca vücudunuzdan uzakta tutun.

    4-Sindirim sisteminize iyi bakın: Bağırsaklarımız sadece sindirim yapmıyor aynı zamanda bağışıklığımızı artırarak mikroplarla savaşmamızı hastalanmamızı sağlıyor. Beynimizle sürekli irtibat halinde kendi kendine karar verebilen beyinden sonraki tek organımız. Bağırsak mikrobiyatamız sayesinde mutluluk hormonu, tokluk hormonu salgılıyor, karar vermemizde bile rolü var. Mikrobiyatamızı güçlendirmek için prebiyotik ve probiyotikten zengin sağlıklı beslenmeye gayret edin. Beyaz lahana turşusu, ev yapımı yoğurt ve kefir en yüksek probiyotik içeren besinlerdir, bolca tüketmeye çalışın. Hekiminiz önermedikçe antibiyotik kullanımından kaçının iyi huylu bakterilerinize zarar vermeyin. Besinleri iyi çiğneyin 30 kez çiğneyerek yutmak en idealidir ve böylece midenizin işini rahatlatmış ve besinlerden maksimum fayda sağlamış olacaksınız.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    5-Beslenme: Unutmayın ne yerseniz osunuz. Öncelikle sağlıklı kalmak için kalori sayma saplantınız varsa ve özellikle sadece proteinli besleniyorsanız buna bir mola verin. Bunun yerine dengeli beslenmek kuralına uyun. Ne sadece karbonhidrat (sebze, bakliyat) ne sadece protein (et, balık) ne de yağları tüketmeyin. Tabağınızda bolca nişasta içermeyen yeşil yapraklı sebzeler, proteinler ve yüzde 20-30 sağlıklı yağlar olsun. Şeker, beyaz un, fastfood gibi basit karbonhidratlardan, işlenmiş gıdalardan uzak durun. Sebze ve meyveleri mevsiminde tüketmeye gayret edin. Hindistancevizi yağı, zeytinyağı gibi iyi yağlardan korkmayın bol bol tüketin. Sabah öğününü asla atlamayın ve akşam öğünlerinde 7 yi geçirmemeye gayret edin.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    6-Sosyal ilişkilerinizi artırın: Yanında olmaktan gerçekten zevk aldığınız, sizi siz olduğunuz için seven insanlarla arkadaşlıklar kurun. Sürekli iletişim halinde olup, bağlarınızı güçlü tutmaya gayret edin. Ailenizi ihmal etmeyin ve ailenizle kardeşlerinizle güçlü bağ kurun.

    7-Stresten uzak durun: Hastalıkların ortaya çıkmasında en büyük etken üzüntü ve strestir. Hayatınızda stresi en aza indirmek için hayır demeyi öğrenmelisiniz ve kontrol edemeyeceğiniz olumsuz düşüncelerden uzak durmalısınız. Daha fazla gülün Gülmek hayata tatmin duygusu katarken ruhumuzu ve bedeninizi ısıtır. Açık havada gezinme, sosyal aktiviteler, müzik, solunum egzersizleri stresle baş etmenizde faydalı olacaktır.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    8-Bağışıklık sisteminizi koruyun: Bağışıklık sisteminizi korumak için uyku ve egzersiz yanında beslenmenize dikkat edin. Bol bol lifli besinler, c vitamini içeren turunçgiller ve omega 3’ten zengin gıdalar tüketin. Sigara ve alkol gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durulmalıdır.

    Ve aslında en önemlisi olan 9. anahtarımız ise ölçülü olun. Ölçülü olmak her yönden sağlıklı ve dengeli bir yaşam sürmektir. Bunun içine; çalışmak, dinlenmek, oyun oynamaktan aile ve dostlarla geçireceğiniz zamana, uyku, beslenme ve egzersize kadar her şey girer. Unutmayalım ki vücudumuz ve beynimiz hep dengede ölçülü olmak ister. Siz siz olun az uyku kadar çok fazla uyumanın da vücudumuza zararlı olduğunu unutmayın. Egzersiz yapmanın da bir sınırı var. Egzersizin azı kadar çoğu da vücut için zararlıdır.