hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Taha Akyol Taha Akyol

    Sihirli formül

    02.06.2014 Pazartesi | 07:50Son Güncelleme:

    Gezi olaylarının yıldönümünde büyük çaplı hadiseler çıkmadı, çok şükür hiç can kaybı olmadı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bu, madalyonun bir yüzüdür. Öbür yüzünde ise toplumdaki gerilimin artmakta olduğu gerçeği var.
    Önce şunu belirteyim: İnsanların protesto hakkını savunurum, fakat “sokak, barikat, meydanlara çıkmak” gibi kavramları sevmem, en azından ihtiyatla bakarım. Yüzü maskeli, eli molotoflu militanlar toplumsal olaylara kolayca sızarlar... Bazen de kitle psikolojisi şiddete dönüşür. Bunun için ben yıldönümü yaklaşırken Gezi psikolojisini dürtükleyecek tek kelime yazmadım. Yıldönümünün büyük olaylar çıkmadan geçmiş olmasına da sevindim. Fakat...

    ‘YÖNETİLEMEZLİK’ SORUNU

    Bir yazısında Ahmet Hakan sormuştu: Kutuplaşma artarsa ülke yönetilemez hale gelir diyenler var; Erdoğan hem kutuplaştırıyor hem ülkeyi yönetiyor, bu ne iş?
    Yönetiyor da gittikçe zorlaşıyor. Korkarım, böyle devam ederse ülkenin yönetilmesi daha da zorlaşır.
    Hürriyet’in arşiv bölümünden rica etmiştim, “toplumsal olay, polis müdahale etti, TOMA” gibi kavramların geçtiği haber sayısının yıllara göre sayısı...
    2007 yılında meydana gelen toplumsal olay sayısı 830.
    2012 yılında bu sayı 920’ye,
    2013’te ise 1083’e çıkmış!
    Olayların çapının ve siyasi dozunun da gittikçe arttığını izlenim olarak söyleyebilirim.
    İçişleri Bakanlığı, PKK terörü dışında meydana gelen “toplumsal olay, biber gazı, gözaltı sayısı” gibi verileri açıklasa tablo resmen de görülecek...

    SIKI TEDBİRLER

    İktidarı destekleyen gazeteler ıssız ve sessiz Gezi fotoğraflarını mutlulukla yayınladılar. Fakat keşke ülkede “ses”i de “sessizliği” de manşete yansıtmayan “normal” bir siyasi ortam olsaydı, değil mi?
    25 bin polisi dayayınca elbette meydanda “sükûn” sağlanır, “takrir-i sükûn”  geçen asrın başında bile kalıcı sükûn sağlayamadı. Çağımızda polis gücüyle sağlanmış sükûna güvenmekten ve hele de “demek ki bastırmak mümkün” diye düşünmekten sakınmak gerekir: Bu kadar sıkı tedbir neyin işareti?!
    Kaldı ki, polis teyakkuzuna rağmen İstanbul’da ve başka yerlerde meydana gelen olayları da doğru okumak lazımdır: Toplumda gerilim artıyor.
    Bir ülke sokaklarında sükûnet sağlamak için bu kadar sıkı tedbirler almak zorunda kalmışsa, toplumun yönetilmesi, iktidarın da toplumu yönetmesi zorlaşmış demektir...

    Taha Akyol'un yazısının devamı için tıklayın...