hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Uğur Hakan Hacıoğlu Uğur Hakan Hacıoğlu

    Afganistan’ın Bülbülü – Ahmed Zahir

    20.08.2021 Cuma | 13:32Son Güncelleme:

    Yaşamın giderek zorlaştığı bir coğrafyada yıllardır süregelen yıkımın, toplumsal ayrışmanın, acı ve kederin karşısında halkın hala ortak noktalarından biri olarak kalmayı başarabilen olgular o toplumun geleceğe dair umutlarını da taze tutmasına olanak sağlar. Afganistan için Ahmed Zahir halkı bir arada tutan, hala bir umudun olduğunu hissettiren isim…

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    14 Haziran 1946’da Orta Asya’nın o dönem en önemli şehirlerinden biri olan Kabil’de dünyaya gelen Ahmed Zahir, ülkenin en nüfuzlu ailelerinden birine mensuptu. Babası Abdul Zahir saygın bir doktor, siyasetçi ve 1971 – 1972 yılları arasında Afganistan başbakanı olarak ülkesinde değer gören biriydi. Abdul Zahir hayatı boyunca açık fikirli, ileri görüşlü ve modern bir insandı.

    O yıllarda Afganistan günümüzdeki görüntüsünden oldukça uzaktı. 1960 ile 1970 yılları arasındaki süreçte sonradan “Altın Çağ” olarak adlandırılacak bir modernleşme rüzgarı hakimdi.

    Ahmed Zahir bu atmosferin içerisinde küçük yaşlardan itibaren müzikle ilgilenmeye başladı. Lise eğitimini sürdürdüğü Habibia Lisesi’nde sesiyle dikkat çekmesi sonrası “Habibia Bülbülü” olarak anılmaya başlandı. Sonrasında okulda ilk topluluğunu arkadaşlarıyla birlikte kurarak Nevruz, Ramazan Bayramı, Afgan Kurtuluş Günü gibi özel günlerde sahne almaya başladı.

    Her ne kadar ileri görüşlü olsa da Abdul Zahir oğlunun müzik tutkusuna karşı çıkıyordu. Yıllar sonra bu düşüncesi Kabil pazarında yaptığı bir gezi sırasında insanların oğlunu tanıdığını fark etmesiyle değişecekti.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ahmed Zahir, lise eğitimi sonrası Öğretmen Okulu’na başladı. Ardından da babasının görevi sebebiyle gittiği Hindistan’da eğitim hayatını sürdürürken müzikal yelpazesini geliştirdi. Buradaki kültürel yaşam ve müzikal altyapı hakkında edindiği tecrübeler müzik kariyerinin geleceğinde Ahmed Zahir’e önemli bir zenginlik kazandıracaktı.

    1960’ların sonlarında Afganistan’a dönen Ahmed Zahir, Kabil Times gazetesinde gazeteci olarak çalışmaya başladı. Giderek modernleşen Afganistan’da dünyadaki gelişme ve yeniliklerin her alanda medya tarafından takip edilmesi sebebiyle o dönemde Elvis Presley, Johnny Cash ve Beatles’ı tanıdı ve müziklerini dinleyerek analiz etmeye başladı. Aynı yıllarda Filipinli göçmenler Chris ve Danny Hilario tarafından kurulan ve Afganistan’ın ilk Rock topluluklarından kabul edilen Blue Sharks topluluğunu da yakından takip etti.

    O yıllarda Avrupa ve Güney Asya arasında hippi kültürünü benimsemiş gençlerin “Hippi Yolu” olarak tanımladığı güzergah içerisinde yer alan Afganistan, genç hippilerin ziyaretleriyle birlikte özgürlükçü düşüncelerin giderek daha da arttığı bir ülke konumuna geldi.

    Ahmed Zahir bu atmosferin içerisinde hippi kültürünü tanımaya başlamıştı. Müzikal anlamda farklı bir anlayışı benimsemiş olsa da onların felsefesi ilgisini çekmişti. Şarkılarındaki asi yönü ve alkole olan düşkünlüğü bu yıllarda ortaya çıkmıştı. Devamında gazeteden de ayrılarak sadece müziğine yönelmeye karar verdi. Hedefi radyoda şarkılarının çalınmasıydı. Ahmed Zahir’in müzikal çalışmalarını anlatmak gerekirse Rumi ve Hafız gibi klasik İranlı şairlerin şiirlerini besteleyip söylemesinin yanında Elvis Presley tarzında favorilerinin olması, giyim tarzı ve müziğindeki Batı ritimleri onu kısa zamanda ülke içinde tanınır hale getirmişti. Hotel Kontinental’den Kabil’deki stadyumlara uzanan konserleriyle Afgan popüler müziğinde kimselerin başaramadığı bir işi başarmıştı. Konserine her etnik kökenden, her siyasi görüşten insan katılmaya başlamıştı. Müziği Afganistan’da insanları bir araya getiriyordu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Köken olarak Peştun olmasına rağmen sadece Peştunca şarkı söylememişti. Dari, Farsça, Hintçe ve İngilizce şarkılar da söyleyerek rüştünü ispatladı. Afganistan'da Batı müziğini Doğu müziğiyle birleştiren, akordeon, org ve trompet enstrümanlarını kullanarak kendi sentezini meydana getirmiş bir sanatçıydı. Ayrıca geleneksel perküsyonları saksafon ve elektro gitarlarla harmanladı. Afganistan'ın yanı sıra İran, Pakistan, Hindistan ve Tacikistan'da konserler verdi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    1965 – 1973 yılları arasında Ahmed Zahir, “Laily Laily Jan” dahil olmak üzere birçok şarkı kaydetti. Albümleri Kabil’de elden ele dolaştı. 1973’te şöhreti hızla yükselirken ülkedeki siyasi atmosfer giderek değişmeye başlamıştı. Muhammed Davud Han, Zahir Şah sonrası ülke yönetimine geçip modernleşme çalışmalarına devam etse de ülke içerisinde Batı kültürü yerine yavaş yavaş Sovyet kültürüne bırakmıştı. Bu değişim süreci hem Ahmed Zahir hem de Afganistan için sonun başlangıcı olmuştu.

    Soğuk Savaş döneminde Kore ve Vietnam’da da karşı karşıya gelen Amerika ve Sovyetler Birliği Afganistan’daki nüfuz elde etme emelleri sebebiyle yine karşı karşıya gelmişlerdi. Ülkede kısa süre içinde silahlı çatışmalar ve olaylar patlak vermişti. Reformlar da bu süreçte durdurulmuştu. Ahmed Zahir bu dönemde de müziğiyle halkına seslendi. Artık şarkılarında direniş ruhu da vardı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Giderek yükselen gerilimin sonucunda Ahmed Zahir’in şarkıları Afgan radyosunda kara listeye alınmıştı. Siyasi iktidar müziği, özel hayatı ve kişiliği üzerinden sistematik bir karalama kampanyasına başlamıştı. Ahmed Zahir her gün ölüm tehditleri alıyordu.

    Hayatın giderek zorlaştığı bir coğrafyada üstüne ölüm tehditleri de alması üstündeki baskıyı daha da arttırmıştı. Kızı doğmak üzereydi. Kızı doğduktan sonra ülkeden ayrılmanın ailesi için en doğru karar olacağını düşünüyordu. 33 yaşına gireceği 14 Haziran 1979 tarihinde gizemli bir şekilde arabasında ölü olarak bulunmuştu. Eşi Fahira üzüntüden erken doğum yapmak zorunda kaldı. Ahmed Zahir’in kızı Shabnam Zahir, doğduğu gün babasını kaybetmişti.

    Ölümünün ardındaki gizem aradan geçen yıllarda hala çözülemedi. Fakat etnik rekabetler, siyasi kaygılar ve günümüze kadar ulaşan yönetimsel sorunların içerisinde Afgan halkının Ahmed Zahir’e olan ilgisi hiç bitmedi. Tıpkı Nijerya'daki Fela Kuti veya Brezilya'daki Gilberto Gil ve Caetano Veloso gibi Ahmed Zahir’de müziğinin duygusal gücü, verdiği mesajlar ve oluşturduğu sentezle halkının birleştirici gücü olmaya devam ediyor.

    Bir gün Afganistan, karanlıktan aydınlığa kavuşacaksa o gün sokaklarda mutlaka Ahmed Zahir şarkıları çalacaktır.