Hizbullah siyasi parti mi kuruyor?

Beş günden bu yana dünüyle bu günüyle Hizbullah yapılanmasını anlattık. Dizimizin son bölümünde, Hizbullah'ın siyasi arenadaki arayışına bakacağız. Hizbullah, avukatları, kendisine yakın dernekler ve yayın organları aracılığıyla TBMM'yi işaret ediyor. Ediyor ama, kırmızı çizgilerinin altını da çizmeyi ihmal etmiyor. Cemaatin önde gelen isimleri, o kırmızı çizgilerin ne olduğunu, camianın neden TBMM'ye girmek istediğini anlattı.

Hizbullah'ın gözü kulağı, 12 Haziran 2011'de yapılacak genel seçimde. Kulvar değiştiren örgüt kendisine siyasi yelpazede yer arıyor.

Hizbullah denildiğinde akla gelen ilk yer Batman. Bir zamanlar birbiri ardına mezarevlerin çıktığı Batman'da bugün farklı bir yapı var.

Yeni yapının aktörleri, BDP, Gülen cemaati ve Hizbullah. Bu üç yapı arasında görünürde yardım ve sosyal faaliyet ekseninde gelişen ama aslında siyasi beklentileri olan bir STK yarışı var.

Sıdgı Zilan: "Fiili Merkez Diyarbakır"

Bu yarışın nihai hedefi siyasi yelpazede bir yer edinmek. Hizbullah davası avukatlarından Sıdgı Zilan, dünden farklı olarak bugün ilk kez 'Demokrasi' diyor, 'Siyasi parti' diyor.

Adres ise belli. Bir parti kurulacaksa, bu Hizbullah yapılanmasının Türkiye'deki öncü gücü "İlim Grubu" etrafında şekillenecek.

Hizbullah davası avukatı Sıdgı Zilan anlatıyor:

- Kurulacak olan siyasi partinin ulusal bir parti olmak gibi bir hedefi var mı?

- İşte bu ulusallıkta sizinle farklı düşünüyoruz. Bizim merkezimiz Diyarbakır. Biz kendi coğrafyamızı esas aldığımız gibi Diyarbakır, yerel bir yer, mekan değil. Burası mesela, bazı oluşumlarımız Diyarbakır merkez alıyor halbuki biz kendimizi marjinal bilmiyoruz. Medya organlarımızı biz ulusal biliyoruz. Ama Kürt ulusallığını kastediyoruz. Yani biz, İstanbul'da yayın yapmadığımız için yerel olmuyoruz. Biz yerel değiliz, biz Diyarbakır merkezli hatta Kuzey Kürdistan merkezli bir yapı olarak, tüm bu yapılarımızı, yayın organlarımızı, mesela şu an BDP'nin fiili merkezi Diyarbakır. HAK-PAR'ın fiili merkezi Diyarbakır'dır.

- Peki, madem öyle neden TBMM'ye girmeye çalışıyorsunuz?

- Bence hatadır yani. Hiç, orası onlarındır yani onlara aittir. Bunu bir latifeyle karışık söylüyorum tabi ki o diplomasiyle ihtiyaç var. Onlar bizim irtibat subaylarımız olabilir. T.C bizim muhatabımızdır.

Hüseyin Yılmaz: "Tabandan talep geliyor"

Bu sözler Hizbullah'ın ve İlim Grubu'nun Güneydoğu'da BDP ve Gülen Cemaati'nden sonra üçüncü aktör olarak sahneye çıkacağının habercisi. Ancak bu görüşler camianın bütününü yansıtmıyor. Hummalı bir tartışma var, "Parti kuralım mı, kurmayalım mı?" tartışması.

Bir kesim parti kurulması için çok geç kalındığını, diğer kesim ise siyasi parti kurmak için henüz erken olduğunu savunuyor. Siyasi parti talebinde bulunanların isteği; bölgede AK Parti BDP'ye mahkum olmamak.

Mustazaf-Der Genel Başkanı Hüseyin Yılmaz anlatıyor:

- Tabanda o konuda talepler var. Hatta camia dışında farklı camialardan da bu konuda talepler geliyor. Yani niye camia siyasete atılmıyor? Özellikle Mustazaf-DER bizim açımızdan kastediliyor niye bu konuya girmiyorsunuz? Kitle olarak halk olarak işte bir kısım halk kendini hazır hissediyor. Talep getirenlerin geç kalındı diyor. Bizi AKP ve BDP'ye niye mahkum ediyorsunuz, niye mecbur ediyorsunuz söylemiyle değişik kesimlerden bu konuda talepler var ve sıkıştırılıyor da yani.

Parti ne vaat edecek?

- Hizbullah siyasi bir parti olarak karşımıza çıktığında örneğin bana ne vaat edecek?

- Şu an onun tartışması yapılıyor. Öyle bir şey olursa tüzüğü zaten hazırlanır. Tüzüğü ortaya konur, nihayetinde görebildiğim kadarıyla herkesin kendi inancında, düşüncesinde, kimsenin kimseye karışmadığı, onun da modelleri va mesela Lübnan Hizbullah'ının modeli var, yani Hıristiyan'ın da Yahudi'nin de haklarının garanti altına alındığı, bir toplum, bir yaşam. Kimsenin kimseye bir şey dayatmadığı.

- Peki AKP'nin sergilediği İslami kimlik, beklentilere neden cevap vermiyor?

- Hizbul Tahrir, dünya çapında tek bir eylemi yok ama terör örgütü olarak geçiyor. Yani temsil etme noktasında AKP bunları yapamıyor. Hatta farklı kesimlerin şeyiyle, belki üzerine gelinmesin diye, laik veya kemalist kesime şirin görünebilmek adına daha fazla İslami kesimi eziyor.

"Kemalizm adına asla yemin edilemeyecek"

Doğruhaber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Göktaş anlatıyor:

- islami partilerin hiçbirisi net ve berrak bir kimlik ibraz etmemiştir, edememiştir. Bunları bir yönüyle kınamıyorum. O zaman baskılar vardı ama ben şu anda eğer şayet bu camia adına eğer siyaset sahnesinde birileri yer alırsa ben kesinlikle bazı şeyleri kırmızı çizgilerinin olması gerek diye. Meclis'e girerlerse kırmızı çizgileri olacak.

- Ben de zaten tam da o kırmızı çizgileri sormak istiyordum size. Nedir o kırmızı çizgiler?

- Mesela ben, eğer benim gibi bana birisi danışırsa bir defa özellikle kemalizm adına asla yemin edilemeyeceği kanaatindeyim. Bunu sadece bir Müslüman olarak değil de yalancılık olarak da, mesela ben şunun mücadelesini vereceğim ister seçimler yaklaşsın, ben yazı yazacağım. Kimler okur, kim okumaz onu bilmiyorum. Şunu diyelim, arkadaş sen Diyarbakır'da sen seçmenin neyin sözünü verdiysen lütfen Ankara'da onun yeminini yap.

Kırmızı çizgi çok net:

Hizbullah genel seçimlere bağımsız adaylarla katılır, o adaylar da milletvekili seçilirse TBMM'yi yeni bir yemin krizi bekliyor olacak. Bu gelişmeleri dışarıdan izleyen gözlerde ise endişe hakim...

O endişelerin nedeni de bu gün siyaset sahnesinde yeralma çabasındaki Hizbullah'ın en iyi bildiği şeyden vazgeçtiğine duyulan güvensizlik...

BÖLÜM 1: Hizbullah kendine siyasi arenada yer arıyor (HABER İÇİN TIKLAYIN)
BÖLÜM 2: Hizbullah'ın hayali: Ayaklanma ile devrim (HABER İÇİN TIKLAYIN)
BÖLÜM 3: Hizbullah varlığını nasıl yürütüyor? (HABER İÇİN TIKLAYIN)
BÖLÜM 4: Gonca Kuriş neden öldürüldü? (HABER İÇİN TIKLAYIN)
BÖLÜM 5: Hizbullah siyasi parti mi kuruyor? (HABER İÇİN TIKLAYIN)