hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Prof. Dr. Murat Ferman Prof. Dr. Murat Ferman

    “Bitmeyen Oyun”da yeni perdeler…

    29.04.2022 Cuma | 09:14Son Güncelleme:

    Rusya’nın, kendisine uygulanan ekonomik ambargo-yaptırım paketine karşı attığı yeni adım ile Polonya ile Bulgaristan’a gaz ve petrol tedariğini durdurması, kritik değerlendirmeleri gündeme taşıyor. Nitekim, AB Komisyon Başkanı Ursula Von Der Layen’in; “şantaj” olarak nitelendirdiği bu hamlesi ile Rusya’nın; toplu bir “sinyal etkisi” yaratmaya, ambargocu/karşı bloğu, elindeki güçlü enerji kaldıracı’nı kullanarak zayıflatmaya çalıştığına şahit oluyoruz.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Rusya’nın bu yeni açılımında hedef aldığı iki ülkenin, şu an hem Avrupa Birliği, hem de NATO bünyesinde yer alırken, yalnızca otuz yıl öncesine kadar, eski Sovyet Bloğuna dahil bulunması dikkatle not edilmelidir. Üstelik, Ukrayna sürecinin ilk anlarından başlayarak, Rusya karşıtı silah gönderiminde Polonya’nın üstlendiği açık ve aktif rol ile Karadeniz kıyısında ABD’ye stratejik konum-üs sağlayan bir Bulgaristan gerçeği herkesin malumudur ve karşı atak için hedef seçilmiş bulunmaları şaşırtıcı olmamak gerekir. Şimdi, Rusya tarafından açılan bu iki kart’ın; BİTMEYEN OYUN’u (*) hangi aşamalara taşıyacağını ve hangi karşı hamleleri tetikleyeceğini izleme zamanıdır!

    Mesajı alması istenilen muhatap Avrupa, an itibarıyla, gaz ihtiyacının %40’ını; petrol gereksiniminin ise %25’ ini Rusya’dan sağlamaktadır. Yirmiyedi üyeli Avrupa Birliği, enerji ihtiyacının beşte birini, doğalgazdan sağlamakta olup; geçtiğimiz yıl Rusya’dan toplam 155 milyar metreküp gaz ithalatını gerçekleştirmiştir.

    Esasen, Almanya ve İtalya başta olmak üzere, Rusya mahrecine bağımlılık oranı yüksek Avrupa ülkelerinin durumu göz önüne alınarak, bugüne kadar beş farklı aşama ile genişletilen yaptırım paketine Gazprom dahil edilmemiş; SWİFT-Ödemeler Mekanizması kısıtlamalarına geçişte üç haftaya ulaşan erteleme sağlanmış; fırsat penceresi açık bırakılmıştı. Rusya’nın 24 Şubat tarihindeki saldırısından bu yana geçen sekiz haftada, Avrupa tarafından Rusya’ ya gaz ithalatı için ödenen bedelin yirmi milyar avro’yu aşmış bulunduğu hesaplanmakta ve bu durum eleştirilere konu edilmektedir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Rusya’nın, 2011-2020 yılları arasında bütçe gelirlerinin ortalama % 43’ lük bir bölümünün, gaz ve petrol ihracından elde edildiği ayrıca bilinmelidir. Bu noktada, yaptırım-ambargo mekanizmalarının; “iki ucu keskin olma” karakteristik özelliği akıllara gelmektedir; rakibi yaralamaya çalışırken kullanılan silah(lar)ın, elinde tutan/ kullanana zarar verme ihtimali her daim geçerlidir. Bir başka deyişle, “ava çıkan; av durumuna gelebilir!” Nitekim, konu petrol olunca, tanker ile taşıma seçeneği ile Çin ve Hindistan pazarları devreye alınabilir, ancak, Rusya’nın Yamal Yarımadasından Avrupa’ya uzanan boru hatlarının alternatif destinasyonlara hizmet vermesi mümkün değildir. Keza, sıvılaştırılmış doğalgaz’ın sevk ve depolanması bakımından Rusya’nın “eli zayıf” tır.

    Avrupa Birliği, enerjide Rusya bağımlılığını azaltıcı duruş ve politikalar bakımından kritik bir noktada bulunulduğunun farkında olup, yaşanmakta olan kriz-savaş konjonktürü andacında baskıların arttığı ve “zamanın daraldığı” bir süreci uluslar-üstü anlayış ve yapılanma ile sürdürmeye devam etmektedir. Bu bağlamda ortaya konulan hedef, sene sonuna kadar Rusya’dan enerji ithalatını/bağımlılığını üçte iki oranı’nda azaltmak ve 2027’ de tamamen sonlandırmak’ tan ibarettir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Azerbaycan, Cezayir, Norveç; Katar gibi alternatif tedarik kaynaklarının zenginleştirilmesi; yenilenebilir enerji sistemlerinin yaygınlaştırılması( rüzgar ve güneş başta gelmek üzere ); bio-metan üretiminin arttırılması; Kasım ayı başına kadar gaz depolama oranının %80’e çıkarılması; ısı pompalarının daha yaygın kullanıma alınması ve konutlarda ısınma derecesinin 1C düşürülmesi gibi tedbir ve açılımlar, takip edilecek kulvarlara işaret etmektedir. “Yeşil Enerji” ve “Sıfır Karbon” gibi iddialı hedeflerin “şimdilik” rafa kaldırılması; uykuya yatırılması da sürece sinsice dahil oluvermiştir:

    AB’ de kömür kullanımı; fosil yakıt ilişkili kredi-finansman; nükleer enerji santrallerinin yeniden ihyası gibi “kurtulmak istenilen çocukluk hastalıkları” adeta yeniden nüksetmektedir. Daha haftalar önce COP26 İklim Zirvesi’nde atılan imzalar ve edilen sözler, “savaş’ın sıcağında ve zor konjonktür’ün kıskacında” adeta buharlaşmakta; Avrupa Birliği’nin Supra-Nasyonal(uluslar-üstü) İlke ve Platformları, yeniden çetin bir sınav ve sınama ile karşılaşmaktadır.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Değerli Okurlarımızın Ramazan Bayramları’ nı; Sağlık ve Afiyet Dileklerimizle Kutlarız.

    (*) “İstanbul’un Doğusunda Bitmeyen Oyun”, Pete Hopkirk, Sabah Kitapları,1995.