Canlı Yayın
Reha Erus 
Yetişkinliğimde de sivrisineklerden bir türlü kurtulamadım. Nereye gitsek hemen hedefleri olurum. İtalya’da konu ile ilgili yazılar okumuştum. Yirmi beş yıl önce Roma La Sapienza Üniversitesi'nin bir araştırmasına göre sivrisineklerin ilk tercihi kan grubu 'A' olanlardı. Sonra da '0' grubu. Benim kan grubum 'A' olduğu için kaderime boyun eğmiştim. Şimdi sivrisineklere karşı çok etkili ilaçlar, tabletler var. O zamanlar umudumuz Şeltoks’tu. Ancak açık alanlarda doğa hep sivrisineklerden yana.
Geçenlerde İtalyan 'La Stampa' gazetesinin sağlık sayfasında konu ile ilgili yeni araştırmaların yapıldığı bir makale okudum. ABD merkezli “Zararlılarla Mücadele Teknoloji Enstitüsü” 64 kişi arasında uzun bir araştırma yapmış. Sivrisinekleri evet öncelikle kan çekiyor. 50 metre uzaklıktan insanların derilerinden kan türlerini ileten kimyasal bir sinyali rahatlıkla algılayabiliyorlarmış. Yeni araştırmada sivrisinekler en çok '0' grubu kanın düşkünüymüş. Enstitüye göre sivrisinekler öncelikle fazla kiloluları, hamile kadınları ve fiziksel aktivitelerde bulunanları tercih ediyorlarmış. Bunun nedeni sivrisineklerin izlediği mükemmelliğin vücudumuzun solunum ve terlemeyle yoluyla ürettiği karbondioksitten kaynaklanıyormuş. Sivrisinekler çenelerinde ki bazı alıcılar sayesinde bir insanın yaydığı karbondioksidin varlığını rahatlıkla uzaklardan saptayabiliyorlarmış. Ne kadar çok karbondioksit üreten olursa işte o sivrisineklerin vazgeçilmez kurbanı haline gelebiliyormuş. Ayrıca fiziksel aktivite yapanlar, sporu sevenler sivrisineklerin çıldırdığı laktik asidi fazlasıyla üretirler ve şişlenmeleri engellenemez.
Araştırmada bu böceklerin yoğun fiziksel aktivite yapanların kaslarında oluşan karbondioksit ve laktik asidi dışında ürik asit, amonyak ve ter yoluyla attığımız diğer maddelerin kokularını da fazlasıyla algılamaktalar. Böylece daha çok terleyen kişinin ısırılma orantısı daha fazla olabilmekte. Ter dolayısıyla sonuçta kokumuz ne yediğimiz ve içtiğimizde bağlı olarak da bu sinir bozucu böcekleri çekmektedir. Örneğin bir kutu bira bile sivrisinekleri azdırabiliyor. Gıdalardan aldığımız B ve C vitaminleri de vücudumuzun kokusunu ve terini değiştirmesi bile pek işe yaramıyor.
'Plus One' dergisinin bir diğer araştırmasına göre, bir sivrisineğin başkası yerine sizi tercih etmesinin nedeni ise sizin derinizde yaşayan bakteriler olabiliyor. Özellikle ayak ve ayak bileklerinde yaşayan bakteri kolonileri sivrisineklerin dikkatini çekiyor ve taaruz başlıyor. Cildimizdeki kolestrol ve streoid seviyelirinin yüksek oluşu bile sivrisinekleri mutlu edebiliyor. Vücudumuzda zorlukla kontrol edebileceğimiz tüm unsurlarda sivrisinekler hep avantajlı görünüyor.
Ama araştırmada birde bizden yana teselli puanı var. Sivrisineklerin en çok siyah rengi sevdiği biliniyor. Sonra kırmızı, mavi ve gri. Eğer bu renkleri giymekten kaçınırsak ve tercih etmedikleri sarı ve yeşilde ısrar edersek bu ezeli düşmanlarımıza karşı biraz avantaj sağlayabiliriz.
Yetişkinliğimde de sivrisineklerden bir türlü kurtulamadım. Nereye gitsek hemen hedefleri olurum. İtalya’da konu ile ilgili yazılar okumuştum. Yirmi beş yıl önce Roma La Sapienza Üniversitesi'nin bir araştırmasına göre sivrisineklerin ilk tercihi kan grubu 'A' olanlardı. Sonra da '0' grubu. Benim kan grubum 'A' olduğu için kaderime boyun eğmiştim. Şimdi sivrisineklere karşı çok etkili ilaçlar, tabletler var. O zamanlar umudumuz Şeltoks’tu. Ancak açık alanlarda doğa hep sivrisineklerden yana.
Geçenlerde İtalyan 'La Stampa' gazetesinin sağlık sayfasında konu ile ilgili yeni araştırmaların yapıldığı bir makale okudum. ABD merkezli “Zararlılarla Mücadele Teknoloji Enstitüsü” 64 kişi arasında uzun bir araştırma yapmış. Sivrisinekleri evet öncelikle kan çekiyor. 50 metre uzaklıktan insanların derilerinden kan türlerini ileten kimyasal bir sinyali rahatlıkla algılayabiliyorlarmış. Yeni araştırmada sivrisinekler en çok '0' grubu kanın düşkünüymüş. Enstitüye göre sivrisinekler öncelikle fazla kiloluları, hamile kadınları ve fiziksel aktivitelerde bulunanları tercih ediyorlarmış. Bunun nedeni sivrisineklerin izlediği mükemmelliğin vücudumuzun solunum ve terlemeyle yoluyla ürettiği karbondioksitten kaynaklanıyormuş. Sivrisinekler çenelerinde ki bazı alıcılar sayesinde bir insanın yaydığı karbondioksidin varlığını rahatlıkla uzaklardan saptayabiliyorlarmış. Ne kadar çok karbondioksit üreten olursa işte o sivrisineklerin vazgeçilmez kurbanı haline gelebiliyormuş. Ayrıca fiziksel aktivite yapanlar, sporu sevenler sivrisineklerin çıldırdığı laktik asidi fazlasıyla üretirler ve şişlenmeleri engellenemez.
Araştırmada bu böceklerin yoğun fiziksel aktivite yapanların kaslarında oluşan karbondioksit ve laktik asidi dışında ürik asit, amonyak ve ter yoluyla attığımız diğer maddelerin kokularını da fazlasıyla algılamaktalar. Böylece daha çok terleyen kişinin ısırılma orantısı daha fazla olabilmekte. Ter dolayısıyla sonuçta kokumuz ne yediğimiz ve içtiğimizde bağlı olarak da bu sinir bozucu böcekleri çekmektedir. Örneğin bir kutu bira bile sivrisinekleri azdırabiliyor. Gıdalardan aldığımız B ve C vitaminleri de vücudumuzun kokusunu ve terini değiştirmesi bile pek işe yaramıyor.
'Plus One' dergisinin bir diğer araştırmasına göre, bir sivrisineğin başkası yerine sizi tercih etmesinin nedeni ise sizin derinizde yaşayan bakteriler olabiliyor. Özellikle ayak ve ayak bileklerinde yaşayan bakteri kolonileri sivrisineklerin dikkatini çekiyor ve taaruz başlıyor. Cildimizdeki kolestrol ve streoid seviyelirinin yüksek oluşu bile sivrisinekleri mutlu edebiliyor. Vücudumuzda zorlukla kontrol edebileceğimiz tüm unsurlarda sivrisinekler hep avantajlı görünüyor.
Ama araştırmada birde bizden yana teselli puanı var. Sivrisineklerin en çok siyah rengi sevdiği biliniyor. Sonra kırmızı, mavi ve gri. Eğer bu renkleri giymekten kaçınırsak ve tercih etmedikleri sarı ve yeşilde ısrar edersek bu ezeli düşmanlarımıza karşı biraz avantaj sağlayabiliriz.
SON DAKİKA
