hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Reha Erus Reha Erus

    Ustam Halit Kıvanç’ı uğurlarken

    27.10.2022 Perşembe | 14:05Son Güncelleme:

    Acı haberi Boston Logan havalimanına indikten sonra öğrendim. Asırlık koca çınar ustam, duayen gazeteci Halit Kıvanç hayatını kaybetmişti. Kahroldum. Kendisini 56 yıl önce tanımıştım. Yani gazeteciliğe başladığım yıl. Sonrasında aynı medya gruplarında birlikte çalıştığımız da oldu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Altmışlı, yetmişli yıllarda kulüplerin futbolcu kaçırmaları pek bir modaydı. Ama bir gazetecinin kaçırılması olayı ilk kez benimle yaşandı. 1968 yılında hem üniversiteye devam ediyor hem de Cumhuriyet gazetesi spor servisinde çalışıyordum. Yine bir gazeteci arkadaşımla Moda’da oturuyorduk. Tabii karşıya Kadıköy iskelesinden Karaköy’e sefer yapan vapurlarla gidip geliyorduk. O dönemde babamın Roma’dan dostu rahmetli Şükrü Gülesin Milliyet spor servisinde yazarlık yapıyordu. Hani ‘Milliyet arka sayfadan okunur’ döneminde. Bana birkaç kez ‘Bizim gazeteye gel’ teklifinde bulunmuştu ama kabul etmemiştim. O sabah Kadıköy iskelesinden vapura bindim ve çalıştığım gazeteye gidecektim.

    O zamanlar vapurların arka bölümünde lüks mevki adıyla bilinen bir güverte vardı. Tabii paralı olduğundan biz öğrenciler pek tercih etmezdik. Yukarı kata çıkarken bir beyefendi koluma girdi. Kendisini maçlarda basın tribününden tanıyordum. Milliyet gazetesi spor müdürü Namık Sevik. Beni lüks mevkiye götürdü. Havadan sudan bahsettik. Türkiye’ye dönmeden Roma’da yaşadığımı biliyordu. Birkaç soru sordu sonra vapurdan indik ve Cağaloğlu’na gitmek üzere bir taksiye bindik.

    Ustam Halit Kıvanç’ı uğurlarken

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ben gazetemin bulunduğu sokağın başında inmek istedim ama Namık Sevik oralı olmadı ve taksi Milliyet gazetesinin önünde durdu. ‘Gel bir çay içelim sonra işine gidersin’ dedi. Spor servisine girdik. Çoğunu tanıyordum. Rahmetli Nezih Abi (Alkış) ‘Aramıza hoş geldin’ diyerek kucakladı beni. Halit abi de ‘Kerata nihayet yerini buldun. Burası sana yakışır’ sözleriyle beni masasına oturttu ve bir Fransız spor gazetesini önüme sürerek ‘Buradan birkaç noktalı haber çıkartarak başla’ dedi.

    Resmen kaçırılmıştım. Ertesi gün eşyalarımı toplamak için çalıştığım gazeteye giderek oradaki büyüklerime veda ettim. Halit Kıvanç her zaman arkamda ve yanımda oldu. Tam üç Dünya Kupasında beraber ekranlara çıktık. Örnek alınacak bir değerli insan ve gazeteciydi. Ben İtalya’ya gittikten sonra dirsek temasımız hep devam etti. Futbol bilgisi olağanüstüydü. Dünya yıldızı Pele ile röportaj yapan ilk Türk gazeteciydi. Yıllar sonra ben de yapınca ‘Kerata iyi iş başardın’ sözleriyle övgüler yağdırmıştı.

    Birkaç yıl önce Türkiye Gazeteciler Cemiyeti seçimlerinde oy kullandıktan sonra üst kattaki lokalde beraber yemek yemiş ve eski günlerimizi anmıştık.

    Halit Kıvanç gazetecilik hayatımda büyük rol oynadı. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Keratan seni çok özleyecek.